BAR
Yüzyılların ardından kopup gelen bir vakar,
Kahramanlık, yiğitlik, erlik destanıdır bar.
Bu oyunda gör bizi, geçme sakın ıraktan,
Gözün varsa seçersin bar’da karayı aktan.
Dadaş çelik bir yaydır, onu germeye gelmez,
Çağlayan bir sel olur, dağlara da baş eğmez.
Yayla bulutu gibi yükselir yavaş yavaş,
Sonra birden sel olur, köpürür coşar Dadaş.
Doğunun sınır taşı, Erzurum un Dadaşı,
Efesi var İzmir in, eğilmez Türk ün başı.
Silkin ey Palandöken, dök başından karını,
Dadaş oynarken gösterir senin vakarını. (6)
VE ERZURUM’UN KURTULUŞU
Erzurum belki de tarihinin en karanlık günlerini bu iki yıl içersinde (1916-1918 yılları arası) geçirdi. Bir yanda ezeli düşmanı Ruslar, diğer yandan yüzyıllarca içimizde yaşayan Ermenilerin ihaneti, Dadaşları canevinden , yüreğinden yaralamıştı.
I. Kafkas Kolordusu komutanlığına 1918 yılı başlarında atanan Kazım Karabekir “Doğunun kurtarılmasını sağlayan kumandan“ olarak tarihe geçer. Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir komutasındaki Türk ordusu, Ocak 1918 de Rus işgali sonucu geri çekilmiş olduğu Erzincan’ın Refahiye ilçesinden yola çıkarak, Erzincan, Erzurum, Sarıkamış, Gümrü, Ağrı’yı Rus himayesindeki Ermenilerin zulmünden kurtarmıştır. Azerbeycan’daki İngiliz kuvvetleri buradan çıkartmıştır.
Ermenilerin bu acımasız işgal ve katliamına son vererek, milis kuvvetlerle birlikte 12 mart 1918’de Erzurum’u kurtarır. Şehir harabeye dönüşmüş, Nüfus ise 8.000’lere düşmüştür.
Kazım Karabekir Paşanın Erzurum Kongresine verdiği destek, daha sonraki kurtuluş savaşımızın başarılı olmasını büyük ölçüde etkilemiştir. Erzurum da kaldığı 1918-1919 yıllarında bir çok sosyal hizmete öncülük etmiştir. Şehit Askerlerimizin kimsesiz çocuklarını sahiplenerek açmış olduğu, yatılı okul bu hizmetlerinin en önemlisidir.
Ulusal Kurtuluşa Doğru Erzurum Kongresi :
Erzurum kurtulmuştur. Ancak doğu da ve Anadolu’nun bazı yerlerinde hala düşman işgali altında yerler vardır. Mondros Mütarekesi sonrası İtilaf devletlerinin bölgede Ermeni Devleti kurma girişimleri karşısında Şark İlleri Müdafa-i Hukuk Cemiyeti kurularak doğu illerinde direnişçi örgütlenmesine başlanılır.
M. Kemal’in önderliğinde Erzurum Kongresinin (23 Temmuz - 8 Ağustos 1919) toplanmasını sağlar. Ardından 1921 yılında TBMM hükümeti ile Sovyetler Birliği arasında imzalanan Moskova Antlaşması ile Erzurum-Kars- Ardahan’ın Türkiye sınırları içerisinde kaldığı kabul edilir.
1919 yılının Mart ayında Erzurum’un kurtuluşunun 1 yıl sonrasında Raif Efendi, Hüseyin Avni Ulaş, Cevdet Dursunoğlu, Fehim Efendi başta olmak üzere bir grup vatansever “Vilayet-i Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-u Milli Cemiyeti’nin” Erzurum şubesini açarlar. Bu Cemiyet, Erzurumlu aydınların katılması ile Vilayet Kongresi adıyla 17 Haziran da toplanarak, tehlikede bulunan doğu illerinden çağrılacak delegelerle 10 Temmuz tarihi için bir kongre yapılmasını karar verir, cevre illerle irtibatlar kurulur. Bu kongrenin en önemli hedefi şüphesiz büyük Ermenistan hayallerine karşı bölge insanını teşkilatlandırmak ve bölgeden iç bölgelere yönelik Türk göçünü durdurmaktı
3 Temmuz 1919 da 3. ordu müfettişi olarak M. Kemal Paşa Erzurum’a gelir. 7 Temmuz günü ise İstanbul Hükümeti tarafından müfettişlik görevinden alınmış; o da aynı gece Askerlik görevinden istifa ettiğini İstanbul’a telgraf çekerek bildirir. Erzurum Kongresi hazırlıkları Mustafa Kemal Paşanın Erzurum’a gelmesiyle birlikte daha da hızlanmış ve genişlemiştir Mustafa Kemal Paşa valilikler ve Kolordulara gönderdiği telgraf da, Erzurum Kongresinin yalnızca Doğu Anadolu da değil bütün Anadolu da tesirli olmasını ve desteklenmesini istiyordu. Vilayet kongresi sonucu 10 Temmuz tarihinde kongre toplanması için alınan karar, yeterlilik oluşmayınca Erzurum Kongrenin toplanması 23 Temmuz’a ertelenir.
Erzurum’dan delege olan Cevdet Dursunoğlu ve Kazım Yurdalan istifa ederek yerlerine M. Kemal ve Rauf Orbay delege olurlar. Daha sonra Cevdet Bey Hasankale, Kazım Bey’de Tortum dan delege seçilirler.
Kongre 23 Temmuz Günü bugünkü kongre caddesi üzerindeki bulunan binada başlar, O gün Erzurum’da bir bayram havası vardı. Hoca Raif Efendi geçici başkan olarak açılış yapar. Sonrasında M. Kemal Kongre Başkanı seçilerek 14 gün sürecek olan toplantılara 7 Ağustos’a kadar başkanlık eder. Toplantılara toplam 62 Delege katılır. 7 Ağustos günü son toplantısını yapan kongre, o gün Heyet-i Temsiliye seçimlerini yapmıştır. 9 kişilik Temsil Heyetinin başına M. Kemal getirilmiştir. Kongrenin kapanış konuşmasını yapan M. Kemal Paşa nutkunda samimi olarak vatan ve milletin kurtarılması için önemli kararlar alındığını, Cihana karşı milletimizin varlığı ve birliğini gösterdiğini tarihin bu kongreyi ender ve büyük eser olarak değerlendireceğini belirterek, Kongre bitimi 7 Ağustos günü bir beyanname yayınlanır. Ana düşünce “Vatanın Bölünmezliği Üzerindedir.”
Kongre Kararları :
1. Ulusal sınırlar içinde bulunan yurt parçaları bir bütündür;birbirinden ayrılamaz
2. Ne Türlü olursa olsun, yabancıların topraklarımıza girmesine ve işlerimize karışmasına karşı ve Osmanlı hükümetinin dağılması durumunda ulus, birlikte direnecek ve savunacaktır.
3. Yurdun ve bağımsızlığın korunmasına ve güvenliğinin sağlanmasına İstanbul Hükümetinin gücü yetmezse, amacı gerçekleştirmek için, geçici bir hükümet kurulacaktır.Bu hükümet üyeleri ulusal kongrece seçileceklerdir.Kongre toplanmamış ise bu secimi temsilciler kurulu yapacaktır.
4. Ulusal gücü etken ve ulusal buyruğu egemen kılmak temel ilkedir.
5. Hıristiyan azınlıklara siyasal üstünlük ve toplumsal dengemizi bozacak ayrıcalıklar verilemez
6. Yabancı devletlerin güdümü ve koruyuculuğu kabul olunamaz.
7. Millet Meclisinin hemen toplanmasını ve hükümet işlerinin Meclis denetiminde yürütülmesini sağlamak için çalışılacaktır. ( 7 )
Bu kararlar Amasya’da hazırlanan genelgenin devamıdır. Erzurum Kongresi kararlarını, Sivas Kongresi kararları destekleyecektir. 23 Nisan 1920 dede B.M. Meclisinin açılması ile yeni Türk devletine doğru altyapı tamamlanarak pekişmiş olacaktır.
Erzurum artık yeni Türkiye Devletinin kuruluşunda kendisine düşen görevi fazlasıyla yerine getirmiş, Kurtuluş Savaşı öncesi Kale-Kilit görevini ifa ederek, Kurtuluş Savaşının diğer cephelerde kazanılmasına destek vermiştir.
M. Kemal ve arkadaşları sırtlarını Erzurum’a dayayarak önce Sivas’a , sonra Ankara’ya varırlar. Ardından diğer cephelerde Kurtuluş’a, sonrasındada Cumhuriyet’e kavuşurlar...
Yazı dizimi yakın tarihimizi çok iyi okumamız ve bilmemiz gerektiğinin önemini yıllar öncesinden Büyük Önder Atatürk’ün sözleri ile noktalıyorum :
“Tarih bilincini canlı tutamayan Uluslar zamanla erozyona uğrayarak ulus olma özelliklerini yitirerek, başka ulusların egemenlikleri altına girerler.“
Remzi KOÇÖZ
Kaynakça:
(6) Sırrı AKATAY – “ BAR “ adlı şiirinden
(7) Söylev – M. K. ATATÜRK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder