9 Kasım 2010 Salı

DEPREM KUŞAĞINDAKİ BİR KENTİN İNAT, COŞKU VE TUTKUSU - III

Sakarya Savaşı ve Tarihsel Önemi;

“İz dövdüm
Gözlerim şavkı aktı Sakarya’nın suyuna
Sakarya’nın suları nâmın söyleşir
Hemşehrim Sakarya, öksüz Sakarya”(5)

Tarihimizde önemli bir yeri olan Sakarya Nehri, Afyon’un kuzeydoğusundaki Bayat Yaylası’ndan doğar. Önce İç Anadolu’ya doğru akar sonra Kızılırmak’ın tersine bir kıvrımla, kuzeye döner, Polatlı yakınlarında en büyük kollarından biri olan Porsuk ve Ankara çayını alır. Geyve Boğazı ve Adapazarı Ovası’ndan geçerek Karasu ilçesinden Karadeniz’e dökülür. Kızılırmak ve Fırat Nehrinden sonra Türkiye'nin üçüncü (824 km), Kuzeybatı Anadolu’nun ise en büyük akarsuyudur. Geçtiği güzergah boyunca etrafı eşsiz bir tabii güzelliğe sahip olan Sakarya Nehri, 3. derece doğal sit alanı olması dolayısıyla koruma altındadır.

Sakarya şehri adını almış olduğu nehrin -kendi il sınırları dışında Polatlı ovasında gerçekleşmiş olsa da- çevresinde yaşanan tarihin en uzun süren büyük meydan muharebesinin sonucuyla coşkulanır, gururlanır.
‘Sakarya’ Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda bir dönüm noktasıdır. En duyarlı, en kanlı, en dirençli cephedir. Kurtuluş Savaşı'nın dönüm noktası olan, Türk ordusunun Yunan ordusu ile Sakarya boylarında yaptığı meydan savaşında (23 Ağustos-13 Eylül 1921) Mustafa Kemal Paşa yeni bir savaş stratejisi uygulayarak ordularına şu emri vermiş: "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz..." Türk askeri bu yüksek emre uyarak vatanını canla başla savunmuştur. 100 kilometreye kadar uzanan bir cephede yapılan bu savaşta 350 subay, 2900 erimiz şehit olmuş, 800 subay ve 13.000 erimiz de yaralanmıştır. Bu savaş subaylar savaşı olarak da anılmıştır. (6)
Sakarya, Türk Kurtuluş Savaşında destanlar yazılan 22 gün-gece kanlı savaşa sahne olmuş, işgalci güçlerin üstün olan gücüne direnilmiş, geçilmez denilerek düşman kuvvetler püskürtülmüştür. Diğer yandan Dünya Savaş tarihine geri çekilme harekatının en güzel örneğini sunmuştur. Bunun için Sakarya tıpkı Çanakkale gibi Türk tarihinde geçit vermeyen, destanlaşan yeni bir cephe olmuş, sonrasında da ”Vatan, Millet, Sakarya” deyimi yurtseverlik ifadesiyle hafızalara kazınmıştır.

Sakarya Savaşı sonrası TBMM, Mustafa Kemal Paşa'ya "gazi" ve "mareşal" unvanlarını vermiş, askeri başarı yanında TBMM hükümetine iki siyasal başarı kazandırmıştır: Rusya ile 13 Ekim 1921'de doğu sınırlarımızı kesin belirleyen Kars Antlaşması yapılırken, 20 Ekim 1921'de Fransa ile Ankara Antlaşması imzalanır. Bu antlaşmanın en önemli maddesi Güney cephesindeki Fransız işgal kuvvetlerinin çekilme kararıdır. Böylece Misak-ı Milli Fransızlar tarafından resmen tanınıp, uygulanması sonucu kuvvetlerimiz batı cephesine kaydırılarak Büyük Taarruz için cephemiz daha da güçlendirilmiştir. (Devam edecek)

Remzi KOÇÖZ

Kaynakça:
(5) Attila İLHAN, ‘Mustafa Kemal’ adlı şiirinden
(6) Tuzla Piyade Okulu “Sakarya Savaşı” Ders Notlarından.

Hiç yorum yok:

Bu sitede yayınlanan her türlü ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, her tür fikri mülkiyet hakkı , tarafıma aittir.
Kaynak götermeden kullanılamaz