15 Nisan 2011 Cuma

TÜRKİYE’NİN -Başını Ağrıtan- LOBİLERLE MÜCADELESİ -III

DİĞER LOBİLER

Savunma Lobisi:
Yıllardır Türkiye’yi destekleyen hükümet dışı neredeyse tek Amerikalı grup savunma lobisi olmuştur. Türkiye’nin yaptığı milyarlarca dolarlık silah alımları bunda etmendir. Savunma sanayi firmaları ABD’deki Türkiye destekleyicisi kurumların (Türkiye’nin Amerikalı Dostları AFOT yeni adıyla Türk Amerikan Konseyi ATC) kurulması ve mali yönden desteklenmesine yardımcı oldu. Savunma dışındaki alanlarda Türkiye’yi destekleyen büyük bir iş lobisinin oluşabilmesi için Türkiye’nin yabancı sermayeyi ciddi biçimde desteklemesi gerekmektedir.

Enerji Lobisi:
Enerji şirketleri son zamanlarda Türkiye ile ilgilenen önemli bir iş grubudur. Türkiye ve Azerbaycan’ı desteklerler ama Baku – Ceyhan hattına karşı isteksizdirler. Türk ve ABD hükümetleri bu girişimi bölge ülkelerinin Rusya’ya bağımlılığını azaltacağı için gerçekleştirmeye çalışırlar. ABD bu amaçla büyük elçi düzeyinde bir başkanlık özel temsilcisi atamıştır. Şirketler hattın verimli ve ekonomik olmayabileceğinden endişe duymaktadırlar. ABD – İran ilişkileri düzelirse daha ekonomik bir hattın İran üzerinden geçirilebileceğini düşünürler.

İnsan Hakları Lobisi:
Bunlar medya ve Kongre’de çok aktiftirler. Human Rights Watch ve Uluslararası Af Örgütü gibi kurumlar Türkiye’deki benzer kurumlarla sıkı ilişki içindedirler. Detaylı ve itina ile hazırlanmış raporlar üretirler ve Türkiye’nin dışarıdaki imajının şekillenmesinde etkindirler. ABD Dışişleri Bakanlığının yıllık insan hakları raporunun hazırlanmasına yardımcı olurlar. Genellikle şart içeren hükümleri yönetime kabul ettirmeye çalışırlar. Örneğin askeri satış programını insan hakları ile alakalandırmaya çalışırlar ki o noktada Yunan ve Ermeni gruplarla ortak bir amaçta buluşmuş olurlar.

Türkiye Uzmanları:
Resmi kurumlarda çalışmayan ve üniversiteler ile stratejik araştırma (think-tank kuruluşları) merkezleri içerisinde yer alan küçük ve heterojen bir gruptur. Lobi olarak adlandırılamayacak kadar güçsüzdür. İmaj şekillendirmede önemli bir rol oynamazlar. Türkiye hakkında basına yapılan açıklamaların çoğunu ve Kongre’ye sunulan bilgilerin bir kısmını bu grup sağlar ancak yorumlarken grup üyelerinin farklı fikirlere sahip olmaları şaşırtıcı değildir. (8)
Ermeni lobisi ile birlikte Rum ve Kürt lobisinin de Türkiye karşıtı faaliyetleri gözden kaçmamaktadır. Yahudi lobisinin de İsrail’in çıkarlarını göz ardı etmeyeceğine işaret eden bir akademisyenimizin önerisi dikkate değer: “Washington’daki Institute of Turkish Studies işe yaramadığına göre yeni bir enstitü kurulmalı. Bu enstitü Türkiye ve Kürt meselelerinde çalışan uzman ve akademisyenlere düzenli bilgi aktarımında bulunmalı. Türkiye Washington Institute for Near East Studies’e dayanmaktan kurtulmalıdır.” (9)

LOBİ FAALİYETLERİNDEN BASINA YANSIYANLAR
Fransa'da Paris İstinaf Mahkemesi'nin 'Ermeni soykırımı' iddiasına karşı Türk tezlerine yer veren Quid ansiklopedisini haklı bulması, Ermeni derneklerini harekete geçirmeye yetmiş, davayı kaybetmelerine rağmen pes etmediklerini göstermişlerdir. (Hürriyet Gazetesi, “Ansiklopedik Zafer”, 09. 03. 2007)

Amerikan PBS televizyonunun New York'taki yerel istasyonu Channel 13 "Ermeni soykırımı" tezini reddedenlere de söz hakkı veren bir paneli yayımlamaması için kampanya yürüten Ermeni lobisinin protestosu üzerine geri adım atarak paneli yayından kaldırmıştır. (Yasemin Çongar,“ABD” Hürriyet Gazetesi)

Hollanda'da Ermeni lobisinin sürdürdüğü kampanya sonuç verdi. İki ayrı partiden aday olan üç Türk, "soykırımı" kabul etmediği için listelerden çıkarıldı.(Sabah Gazetesi,“Ermeni lobisi Hollanda'da kazandı!”, 28. 09. 2006)
Romanya'da Türk diplomasisi ve işadamlarının başarılı bir lobi faaliyetleri sonucu sözde Ermeni Soykırımı Tasarısı bu ülkede kabul görmemiştir.(Başarılı bir Türk Lobisi var, www.turksoylaipekyolu.com/tr, erişim tarihi: 10. 03. 2007)

"Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır" diyen İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek, Lozan'da yargılanırken yalnız bırakılmış, Türkiye'nin milli meselesi olan bir konuya Perinçek'in kişisel davası gözüyle bakılarak İktidar ve Ana Muhalefet partileri tarafından duruşmaya tek bir milletvekili bile gönderilmemiştir. (Emin Pazarcı, “Yapayalnız Bir Adam”, 09 Mart 2007, Bugün Gazetesi)

Arkansas emekli bölge savcısı ve yazar Samuel A. Weems: “Türkiye, dünyadaki yedinci büyük tahıl ithalatçısı. Eğer çiftçi ürününün Türkiye tarafından satın alındığını bilse yaklaşımı farklı olur. Türkler hiçbir zaman ticari ilişkilerini kullanmıyor. Ben Türkiye’nin yerinde olsam bunları kullanırdım.” (Celil Sağır, Aksiyon Dergisi, Sayı: 381, 23.03.2002, www.aksiyon.com.tr)

Ermeni tasarısını engelleyemeyen, milyonlarca dolar verdiğimiz lobi şirketlerinden birisi silah ihaleleriyle uğraşırken, diğeri CIA ve MOSSAD'ın kirli işlerini yürütüyor. (Yeni Şafak Gazetesi, “Lobici mi, İhale Takipçisi mi?”, 30. 09. 2000)

Amerikan Washington Post gazetesi: “Irak Devlet Başkanı Celal Talabani’nin oğlu Kubad Talabani’nin yönettiği Kürt siyasi lobisinin "İsrail ya da Tayvan gibi olmak için" hem Beyaz Saray hem kongre ve hem de kamuoyu nezdinde oldukça etkili faaliyet sergilediği; Iraklı Kürtlerin, İsrail istihbaratı Mossad’ın eski yetkilileri, evanjelist Hıristiyanlar ve Cumhuriyetçi Parti danışmanlarından oluşan "etkin bir lobi sistemi" oluşturduğu; Bu yoğun faaliyetler sayesinde ABD’den 1.4 milyar dolarlık yardım kazandığı, Irak’ın yeniden imarı için ABD’nin ayırdığı fondan da Iraklı Kürtlere 18.4 milyar yardım gönderildiğini” belirtmiştir.
(www.atasatforum.com, erişim tarihi: 24. 04. 2007)

Huffington Post'ta yayımlanan makalede: New York Üniversitesi Küresel İlişkiler Merkezi öğretim üyesi Alon Ben-Meir, ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nin 1915 olaylarını ‘soykırım’ olarak tanımasının ABD’nin tarihi gerçekleri araştırmasından çok, uygunsuz zamanda yapılmış bir siyasi tiyatro ile ilgisini olduğunu belirtir. “Bu kadar ciddi bir karar Türkiye’nin kimliğine bir hakaret kabul edilecek politik bir davranışla değil, en yüksek ahlaki değerlendirme ve soruşturmayı gerektirir” diyen Meir, soykırım gerçekleşmiş ise bunu iki yılda bir seçilen politikacıların değil, uluslararası soruşturma yürütecek uluslararası bir mahkemeye bırakılması gerekir yorumunu yapar.
(http://www.hurriyet.com.tr/planet/14066193.asp, erişim tarihi: 12/03/2010)

Remzi KOÇÖZ

Kaynakça:
(8) Prof. Çağrı ERHAN (TOBB Üniversitesi), MGA 62. Dönem “Türkiye-ABD İlişkileri” konferans notları.
(9) Doç. Dr. M. Hakan YAVUZ (Utah Üniversitesi), “ABD’de ‘Kürdistan’ Lobisi Atağı” adlı makale, 01.10.2003, http://arsiv.zaman.com.tr/2003/10/01/yorumlar/yorum2.htm, erişim tarihi: 19.10.2007

Hiç yorum yok:

Bu sitede yayınlanan her türlü ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, her tür fikri mülkiyet hakkı , tarafıma aittir.
Kaynak götermeden kullanılamaz