21 Ekim 2011 Cuma

KÜRESELLEŞMENİN UYANDIRDIĞI BİR DEV; ÇİN (II)

'Doğu felsefesi/düşüncesi, Batı felsefe tarihinin dışında kalan felsefe geleneklerini adlandırdığından Batılılar tarafından felsefe-dışı olarak görülmekle birlikte; mitolojik/mistik ya da gizemci/simgesel yanları olan bir felsefe geleneği olarak da değerlendirilir. Aslında Doğu bu anlamda, hem daha Batı felsefesi mevcut değilken felsefi derinlik açısından zengin bir düşünce tarihine sahipmiş hem de Batı felsefesinin geliştirilmesine katkı sağlamış. Doğu felsefesi çok farklı bakış açılarıyla, zenginliklerle doludur. Çin felsefesi de bu temeller üstünde üç koldan gelişmiştir: Buda Öğretisi -Çin Budacılığı özel bir nitelik taşımakla birlikte- temelde Hint felsefesinin malı olduğundan Tao Öğretisi ve Konfüçyüs öğretisi esastır. Çin felsefesinin ana temalarından, bütün geleneksel tedavilerin temel ilkesi olan Yin-Yang Yasası,(3) evrenin dolayısıyla da insanın dengesini belirler.’


SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ

Çin-Sovyet Yakınlaşması
Çin Mao önderliğinde batı emperyalizmine karşı Sovyetlerin başını çektiği sosyalist sistemi ve Marksist-Leninist ideolojiyi benimser. Ardından SSCB ile dostluk-işbirliği anlaşması yardım yanında Sovyet teknisyenlerine kapı açar, Çin’li teknisyenleri yetişmek üzere Sovyetlere gönderir.

Kore Savaşı
II. Dünya Savaşı sonrası bölgede Tayvan ve Kore sorunu öne çıkar. 1948’de Kore 38. paralelden itibaren ikiye bölünür. 25 Haziran 1950’de Kuzey Güneye saldırınca ABD, BM genel kurulundan Güney Kore’ye yardım kararı çıkartarak Türkiye’nin de bulunduğu 15 ülke ile birlikte operasyona başlar. Çin, ABD’yi 38. paraleli geçerse savaşa müdahil olacağını bildirir. 8 Ekim günü Çin’in “gönüllüler” adıyla kurduğu birlikler Kore’ye girer, 25 Ekim’de sıcak temas sağlanır. Çin ve Kuzeyi Sovyetler uçak ve silah yardımı ile destekler, sınırlar yer yer el değiştirir. 1951 Temmuzundan 1,5 yıl kadar süren ateşkes görüşmeleri sonuç vermez. 1952’de ABD’de Eisenhower başkan seçilirken 1953 yılında Stalin’in ölümü, ABD’nin nükleer kullanma tehdidi Çin’i 27 Temmuz 1953’de ateşkese sürükler. Çin’in Kore savaşına girişi 1971’e kadar BM kapsamında diplomatik ve ekonomik izolasyonunu getirir.

ABD’nin Tayvan Politikası
Sovyetlerin Çin desteğine karşılık ABD ise Tayvan’a yardım eder. ABD için Tayvan Pasifik’teki deniz üstünlüğü açısından önemlidir. ABD 1954’de Tayvan’la güvenlik anlaşması imzalar. 1955’de BM’den Tayvan Boğazının tarafsızlığı ve iki Çin devletinin varlığını savunmasına ÇHC; tek temsilci kendisinin olduğunu yineler. 1955-56’da Cenevre görüşmeleri Tayvan karşı çıksa da devam eder. 1960’lara gelindiğinde Tayvan, Çin’deki huzursuzluğu bahane ederek ABD’den Çin’e müdahale için destek talebi sonuç vermez. 1961’de Kennedy yönetimi Tayvan’ın taleplerini incelemeye alır.

Çin’in Tayvan Politikası
Çin’in,1949’da Kuemoy ve Penghu adalarını işgali başarısız olur. Aslında Çin Kore savaşı öncesi Tayvan’ı işgale hazırlanırken Kore savaşı işi sürüncemeye bırakır. Tayvan, Çin’in Kore’ye güç göndermesini fırsat bilerek 15 Temmuz 1953’de 10 bin askerini Çin karasına çıkartır. Tayvan 3 bin askerini kaybederek geri çekilir. 27 Temmuz’da Kore savaşı ateşkes ilanı ile son bulur.

Tayvan Boğazı Krizleri (1954-1958)
1954’de Tayvan, Kuemoy ve Mazu adalarını silahlandırarak Çin’in Tayvan’ı işgaline karşı bir set oluşturunca Tayvan boğazı krizi çıkar. Çin, adaları bombalayıp karşılık vererek çatışmaya girer. ABD nükleer tehdidi ile Çin saldırılarını durdurarak, 1955’de Tayvan sorunu yeniden dondurulur. Çin Tayvan’la ilgili olarak savaş dışında ikinci yol olan “barışçıl bir şekilde Tayvan’ın Çin’le birleşmesi” konusundaki görüşleri karşılık görmeyince Çin bu kez askeri seçeneğe yönelir. 1958’de Fujian bölgesine askeri yığınak Şiamen demiryolunun tamamlanması ile yoğunlaşır. Mao, “ileriye büyük hamle projesi” ile Çin’i sosyalist toplumun en üst aşamasına taşımak için savaşın olumlu işlev taşıyacağı görüşüyle Kuemoy adasını bombalatır. Tayvan boğazı krizi ikinci kez tırmanır.
Japonya’daki Çin bayrağının tahribatı ilişkileri gerer. Irak’ta Abdülkerim Kasım liderliğinde askeri darbe sonucu kurulan hükümet sosyalist bloğa yönlenir. ABD’nin Lübnan’a, İngilizlerin Ürdün’e çıkmalarına Çin tepki verir. Kuemoy adasının bombalanması da Irak’a destek niteliğindedir. Sovyetlerin denizaltı ve uzun dalga radyo frekansı projelerinin Çin tarafından soğuk karşılanması krize yol açar. Bu arada Kruşçev’in ziyareti Sovyetlerle krizi sorgular. Çin, Sovyetlerin kendi üzerinden nüfuz alanının genişletmesini istemez.
Sovyetlerin Tutumu; Tayvan boğazı krizi ABD-Çin-Sovyet diplomasi trafiğini yoğunlaştırır. Sovyetler, ABD-Çin arasında mekik dokuyarak ABD’nin bölgeden uzak durmasını ve Tayvanlılara çağrı yaparak ABD’nin Çin halkını bölmelerine izin vermemelerini ister. Sovyetler, ABD-Çin savaşına ilk etapta katılmayarak ABD’nin Çin içerisine ilerlemesi durumunda nükleer kullanma dahil çatışmaya girecektir. Soğuk savaşın Asya’da önemli krizleri arasında 44 gün sürer. Sovyetler Çin’e Tayvan’ı tanıyarak elde etme önerisini Çin reddederek, Sovyetlerin “barış içinde bir arada yaşama” adı altında Çin’i ABD’ye kurban edebileceğini düşünür.

Çin’e Karşı Örtülü Operasyonlar
1950 sonrası ABD bölgedeki istihbarat çalışmalarını askeri yapıdan arındırır, yeni kurulan CIA’nin kontrolünde örtülü operasyonlara bırakır. Üs olarak Tayvan kullanılır. 1952’de “özel kuvvetler” gerilla savaşı verecek şekilde yetiştirilir. 1960 sonrası Çin-Sovyet anlaşmazlığının ardından ABD’nin Tayvan’la Çin’e karşı örtülü operasyonları 1966’daki Vietnam kaosuna kadar devam eder.
Burma Operasyonu; Çin-Hindi’nde 1948’de bağımsızlığını ilan eden Burma’da Çin’in etkinliği yanında, ABD ve Tayvan’ın Çin’e karşı çalışmaları ağırlık kazanarak, Çin’in çevrelenmesi hedeflenir. Kore savaşına destek veren Çin’in bölgesel etkinliğini kırmak için Burma’dan Çin’e yönelik geçişlerle örtülü operasyonlar gerçekleştirilse de etkisiz kalır. Tayvan BM kararı gereği Burma’daki güçlerinin büyük bölümünü çekse de, Çin’e yönelik eylemlerini gizlice sürdürür. 1960’ların sonunda bu guruplar faaliyetlerini sonlandırarak uyuşturucu ticaretine yönelir.
Tibet Direnişi; Tibet’in Çin merkezi hükümet egemenliğine alınması 1951’de Dalay Lalama tarafından imzalanırken başlayan Tibet direnişi ABD-Tayvan desteğinde 8 yıl sürdürülerek, Çin-Hint ilişkilerinin bozulması amaçlanmıştır. 1962’de çıkan Çin-Hint savaşında Tibet direnişi ortamı değiştirir. 1964’de Çin’in Vietnam savaşına dahil olması Tibet direnişini sona erdirerek anlaşmaya varılır.

Tayvan ve Vietnam Savaşı
Sovyet ve Çin desteğinde bölgede gelişen komünizmin yayılmasını önlemek, G. Vietnam’ı G. Kore ve Tayvan gibi etki dışında bırakmak için ABD, K.Vietnam’a savaş açınca, Çin savaşa müdahil olur. Tayvan lideri savaşın K.Vietnam ve Çin’e taşınarak bu ülkelerin işgalini istemesine rağmen ABD, Tayvan boğazında ikinci cephe açılmasına olumsuz bakar. Tayvan’ın ısrarı Çin’in nükleer gelişmesinden duyduğu kaygıdır. Çin 1964’de ilk atom bombasının ardından termo-nükleer silahlar üzerinde çalışma geliştirir. ABD, 1973’de Vietnam, bölge ve Tayvan’dan da askerlerini çeker.

Çin’in Diplomatik Tanınma Sorunu
1949’da ÇHC ilanına rağmen Kore savaşının çıkması ve Çin’in bu savaşa dahili izalasyonu getirir. Kore savaşı ardından bölgedeki diğer yaşanan çatışmalar Sovyet-Çin desteğinde komünizmin yayılmasını, 1960 sonrası ise Çin, Sovyetlere alternatif olarak Maoizmi kalkınma modeli olarak sunar.
1970’de Arnavutluk, Tayvan yerine Çin’i BM’ye önerse de çoğunluk sağlanamaz. Sonraki süreçte Kanada’nın ardından diğer ülkeler Çin’i tanır. 25 Ekim 1971’de Çin BM’ye üye olurken Tayvan üyelikten düşürülür. 15 Kasım 1971’de Çinli temsilciler ilk kez BM genel kuruluna katılır.
Türkiye’nin ÇHC’yi Tanıması; Türk-Çin ilişkileri 1925’lerde başlar. 1929’da o zamanki başkent Nancıng’te Türk büyükelçiliği açılır. 1930’larda Japonlara karşı verilen savaşta, Çang Kay-şek’in milliyetçi politikalarında, komünistlerin direniş ve Japonlara karşı savaşlarında M. Kemal ve Türk Ulusal Kurtuluş Savaşının örnek alındığı bilinmektedir.
II. Dünya Savaşı sonrası Türkiye’nin batı bloğunda Kore’ye asker göndererek Çin kuvvetleri ile savaşması, ÇHC’den uzaklaşarak yerine Tayvan’la ilişkilerin geliştirilmesi yolunda ABD politikası güdümünde devam eder. Türkiye ÇHC’yi 5 Ağustos 1971’de Paris büyükelçiliğinde düzenlenen bir törende (o dönem ki muhalefet tarafından bu durum eleştirilse de) tanır.
Tayvan’ın Sovyetler Kartı; Sovyet-Çin ilişkilerinde yaşanan gerilim, Çin-ABD ve Sovyet-Tayvan ilişkilerinde gelişme yaratır. 1968’lerde Sovyetler BM genel kurulunda iki Almanya gibi iki Çin üyeliğini işaret eder. Ardından Tayvan, Bulgaristan ve diğer sosyalist ülkelerle ilişkilerini geliştirme yolunu dener. Sovyetlerin asıl amacı Japon egemenliğindeki Pasifik’te Tayvan’ın üs konumundan yararlanarak deniz gücünü artırmaktı. Ancak bu ilişkiler 1978’de yeniden soğur.
Çin-ABD Diplomatik İlişkilerinin Kurulması; Çin’in BM’de tanınmasının ardından ABD Çin topraklarında Çin’e karşı ayaklanmaların yararlı olmadığına kanaat getirerek Şubat 1972’de Nixon başkanlığında Çin’i ziyaretinde örtülü operasyonlardan vazgeçtiğini açıklayarak birlikte Şanghay bildirisi imzalanır. Ardından diplomatik ilişkilerin 1976’da kurulacağı sözü Nixon tarafından verilir.
Carter’in danışmanı Brzezinski Sovyetleri dengelemek için Çin’le görüşmeleri yoğunlaştırarak 1 Ocak 1979’da kurulan diplomatik ilişki sonucu 2. Şanghay bildirisi imzalanır. ABD artık Çin’i meşru hükümet olarak tanımakta, Tayvan’la diplomatik ilişkileri keserek, karşılıklı güvenlik anlaşmasından çekildiğini; kültürel, ekonomik ve diğer alanlardaki ilişkilerini devam ettirmek için yeni yasal düzenleme yapacağını ilan eder. ÇHC’de meşru hükümetin kendisi olduğunu, Tayvan’ın Çin’in bir parçası olarak anakarayla birleşmesinin iç sorunu olduğunu ilan eder. ABD’nin yeni düzenleme girişimi Çin’i rahatsız etse de ilişkilerin gelişmesi nedeniyle görmezden gelinir. Ancak ABD 1982’de Reagan yönetiminde Tayvan’la ilişkilerini askeri yardım konusunda yeniden geliştirir. Çin ise ABD’ye müttefik olarak Afganistan’da Sovyet karşıtı bir politika izleyerek ABD’ye destek verir.

Çin’deki İç Gelişmeler
1976’da Mao’nun ölümü sonrası Hua Guofeng ÇKP başkanlığına, 1977’dede Merkezi askeri komitenin başına getirilince radikal unsurlara karşı savaş açar ve kültür devriminin sona erdiğini açıklar. 1978’de anayasa ile devrimci komiteler kaldırılır. Kültür devriminin mağduru öğretmen ve aydınlara itibarları geri verilir. Modernleşme (sanayi, bilim, teknoloji, tarım ve orduda) kampanyası başlatılır.
1977’de parti başkan yardımcılığına getirilen Deng Şaoping 1981’de Hua’nın görevlerini devralarak Mao dışında geçmiş gelişmelerde karar sahibi olan, 35 bin insanın ölümünden sorumlu tutulan dörtlü çetenin yargılanarak ceza almasını sağlar.
1982’de anayasa tekrar yenilenir: Komünler kaldırılarak kapitalist gelişmeye sınırlı izin verilir. Parti başkanlığı sekreterliğe dönüşür. Tek tip elbise, Şiu-şi öğlen tatili kaldırılarak toplumsal hayatta değişiklikler yapılır. Orduda rütbe sistemi getirilir. Devlet ve parti görevleri ayrılır. Marksis-Leninist ilkeler geçersizleşir. 2000’lere doğru Tayvan’ı alarak gelişmiş, modern bir devlet olmasını hedefler. (Sürecek…)
(http://www.remzikocoz.com)
Remzi KOÇÖZ

Hiç yorum yok:

Bu sitede yayınlanan her türlü ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, her tür fikri mülkiyet hakkı , tarafıma aittir.
Kaynak götermeden kullanılamaz