14 Haziran 2020 Pazar

KARANTİNA GÜN(CE)LERİ - 15



“Halkın çoğunluğu ona inansın inanmasın, hakikat değişmez.” 
(G. BRUNO)
“Dinler tarihi, insanın, tanrısal güce katılmaya ve onu beşeri amaçlar için kullanmaya yönelik girişimleriyle doludur.” (P. TİLLİCH)
“Akıl işleyecek, dindarlık insanlar arası bir değer ölçüsü olmaktan çıkarılacaktır ki kitleler Allah ile aldatma tezgahlarının maskesini düşürebilsin, arka planını görebilsin.” (Y. Nuri ÖZTÜRK)


İNANÇ VE AKIL
‘İnanç ve Akıl’;
Her ikisi de Yaradan’ın insanlara lütfu,
Yaradılıştan bu yana bu ikili,
-Birbirleri ile tarihten günümüze-
Sürekli mücadele içerisinde olmuşlar.
İkiz kardeşler de diyebiliriz.
Hani iki uçlu sihirli değnek denilir ya onun gibi!
Bir ucu inanç, diğer ucu ise akıl.
Hangi tarafına elini tutarsan diğeri altta kalmakta.
İnsanlarda ne tarafından tutarsa,
Ne taraftan bakarsa o tarafa evrilmekte.
Halbuki birbirlerine yanaşıp/uzlaşırlarsa ortak akıl,
Uzaklaştıklarında akıl üst-akıl,
İnanç ise kör-inanç olmakta.
Yaradılış sonrası insanoğlu,
Güçlü gördüğü çok çeşitli nesnelere/olgulara inanmış;
Gök/Güneş/Yıldızlar/Ateş/Su gibi doğa güçlerine,
Pagan, Şaman, Mani, Tengri, Zerdüştlük gibi binlercesi,
Hinduizm, Budizm, Taoizm, Şintoizm gibi inanışları/dinleri,
Sonrasında tek tanrılı dinler oluşunca,
Yahova/Tanrı/Allah ve yeryüzündeki elçileri/resulleri;
Davut/Musa/İsa/Muhammed.
Ve onlara indirilen/vahyedilen kitaplar;
Zebur/ Tevrat/ İncil/ Kuran.
Yüzyıllarca insanlık tanrılar uğruna inançlar için birbiriyle savaşmış,
Milyonlarca insan din savaşları adına birbirini katletmiş,
Ölenler kendilerince şehit sayılmış.
-Halbuki dinlerin özü ahlaktır, 
Dinler gibi çokça değil, o da tektir.-
Aslında, ilk savaş;
-İnsanlığın varoluşunda-
İlk insan Adem’in oğulları arasında,
Ölümle sonuçlanınca anlaşmazlık,
Habil ve Kabil kardeşlerin başlattığı bu savaş,
Sonraki nesillerde de süregitmiş.
Uzun bir zaman sonra akıl galebe çalmış,
Barış neden olmasın denmiş.
İnsanoğlunun bilinen 5000 yıllık tarihinde,
Barışla geçen süre 250 yıl kadarmış.
Aslında tek tanrılı dinler öncesi filozoflar/bilim adamları,
Aklı sorgulamayı düşünceyi ortaya koymuşlarsa da,
Üst akıl konumundaki yönetenler,
-Krallar/imparatorlar/sultanlar-
Hükümranlıklarını sürdürmek,
Sınırlarını genişletmek/ganimet elde etmek uğruna,
İnsanları savaştırmaya devam etmiş.
Yüzyıllarca inanç her daim aklın önünde yer etmiş,
Etmesine de insanlar bir türlü huzur bulamamış.
Haçlı savaşları ile 3 dinin taraftarları,
-Yahudi/Hristiyan/ Müslüman-
Kutsal topraklar uğruna birbirleri ile kıyasıya savaşmış.
Sonrasında Hristiyan dünyasında mezhepler arasında,
7 yıl, 30 yıl, 100 yıl savaşları yaşanmış.
İslam dünyasında ise mezhep savaşları halen süregelmekte.
Tabi ki ‘Türk Kurtuluş Savaşı’ gibi,
Haklı savaşlarda olagelmiş,
İşgal karşısında vatan toprakları için bağımsızlık savaşı verilmiş,
Sonrasında “yurtta sulh cihanda sulh” denmiş,
Bir sonraki dünya/paylaşım savaşında,
Diplomasiyi kullanarak ülkeyi savaşa sokmamış,
Sulh ilkesine uyulmuş,
Ölümler/acılar yaşanmamış, çocuklar öksüz bırakılmamış.
20. yy’da iki dünya savaşı/din savaşından öte,
Dünyanın paylaşımı/ekonomik çıkar savaşıdır.
21. yy’a geldiğimizde ise bölgesel savaşlarla,
Etnik/mezhep ağırlıklı devam ederken,
Virüs denilen salgın,
Tüm bu savaşlara dur diyerek ateşkes ilan etmiş.
İnsanlık şimdi karar aşamasında, yani Araf’ta..
Akıldan mı yana olsam yoksa inançtan mı diye kaygılanmakta.
Kafasına akıl yatsa inanç onu bırakmamakta ya da tersi olmakta.
İnanç mı akıl mı şeklinde yol ayrımında,
Bir yerde inançlar savaşla, akıl ise barışla özdeşleşmiş durumda.
Bugüne kadar inançlar ağır basıp savaşmayı hedef gösterirken,
Aklı öne çıkaranlar barışı nasıl yakalayabilecek,
Yoksa her ikisinin uzlaşımı ortak akıl/sağduyu yaratılabilecek mi?
Hep birlikte yaşayıp göreceğiz, salgın sonrasındaki süreçte.
(Gömeç / 14. 06. 2020)
Remzi KOÇÖZ

Hiç yorum yok:

Bu sitede yayınlanan her türlü ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, her tür fikri mülkiyet hakkı , tarafıma aittir.
Kaynak götermeden kullanılamaz