‘1789 sonrası gelen milliyetçilik fikrinin etkisiyle Osmanlı/İmparatorluk tebaasının kendisini Ortodoks olarak değil de Yunan/Bulgar şeklinde tanımlayıp kimlik kazanmanın Arap/Arnavut gibi Müslüman unsurlar arasında da yayılmaya başlaması, kapitülasyonlar yanında ekonomik borçların katbekat artması, Düyun-u Umumiye sarmalında yeni ulusların oluşumu ve ardından dünya paylaşım savaşı ile sistemin/imparatorluğun tamamen çökmesini beraberinde getirecektir.’
II. Meşrutiyet / İttihat Terakki Dönemi
Kanuni Esasi’de -31 Mart Ayaklanmasının bastırılmasından ve
Abdülhamid’in tahttan indirilmesinden sonra- yapılan 1909 değişiklikleriyle
parlamenter hükümet sistemi benimsenip, meşrutiyet ya da anayasal monarşi
gerçekleşirken, Heyet-i Ayan kararnamesi ile “hakimiyeti milliye ilkesi”
anayasal tarihimize girmiştir.
Mutlakıyet
idaresi, Meşrutiyet çerçevesinde parlamenter rejime dönüştürülmüş, Meclis’in
kabineyi/hükümeti düşürmesi kolaylaştırılıp, hükümetin Meclis’i feshi hemen
hemen hukuken imkânsız hale getirilmiş, hükümet Meclis’e
tamamen tâbi bir duruma sokulmuştur. Meclis’in bağımsızlığını sağlamak
amacıyla Kabinenin padişah yerine, Meclis’e karşı sorumluluk sistemi
oluşturularak demokratik bir denetim sistemi ile Padişahın (yasama ve yürütme
üzerindeki) 1876’daki yetkisi sınırlanmıştır. 600 yıllık Osmanlı Hanedanı -Hilafetin emanetçisi olarak önemini korusa
da- birkaç yıl içinde
gücünü ve görkemini büyük ölçüde yitirmiştir.
Osmanlı Devleti yıllarca
Batılılaşmanın etkisi altında kalmıştır. Meşrutiyet döneminde -Türk tarihinde seçim geleneğinin doğuşu
açısından- ilk kez geniş halk kesimleri iktidarı
denetlemenin aracı olarak görülen Meclise temsilciler göndermiş ve birden fazla
siyasal partinin katıldığı ilk seçimler yapılmıştır. 1908-1918 devresi içinde 4 genel seçim yapılıp, 24 hükümet
kurulmuş, Mebusan
Meclisi 1908-1920 devresi boyunca -fesihler
ve tatiller nedeniyle- 4 defa feshedilmiş, Meşrutiyet’in parlamento hayatı 7 yıldan biraz fazla
sürebilmiştir. Siyasî iktidar, 1908’den 1918’e kadar -10
yıllık süreçte, 6 aylık bir ara dışında (Temmuz 1912-Ocak 1913)-, İttihad
ve Terakki Cemiyeti/Fırkasında toplanmış, partinin Meclis çoğunluğuna, bu
kanaldan da parti liderlerine (10 kişilik
Merkez-i Umumi heyetine)
geçmiş, İttihad ve Terakkinin mutlak hâkimiyetinden doğan fiilî bir tek parti rejimi
oluşturulmuştur.
İttihat ve
Terakki 10 yıla yakın iktidar yaşamını I. Dünya Savaşı yenilgisiyle
noktalamıştır. Bu son aynı zamanda 600 yıllık Osmanlı İmparatorluğunun da sonu
ve alınyazısı olmuştur.
Türk tarihinde
Osmanlı’nın son döneminde etkin olan “İttihat ve Terakki” (Konu daha ayrıntılı olarak 4.10.2020 tarihinde bu sütunlarda “… NOTLAR
– 5/ İttihat ve Terakki” başlığıyla paylaşılmıştır) özellikle II. Meşrutiyete damgasını vuran bu
siyaset/akım gizemleriyle, -kusurları/
yanlışları yanında vatanperverliği ile- tarih olurken, siyaset tarihinin
kendine özgün sayfaları içerisinde yerini alacaktır.
Remzi KOÇÖZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder