“Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklâle sahip olmakla gerçekleştirilebilir.” Mustafa Kemal ATATÜRK
İşbirlikçiler/Mandacılar/Himayeciler/Seçkin ihaneti/Vatanseverlik
“Limanda 70 tane yabancı gemi varken kuvayı
milliye ayaklanmasından korkulmaz.”(Sadrazam Damat Ferit Paşa)
“Avrupa ile başa çıkmayı asırlardan beri
Asya’nın hangi kavmi başardı ki biz başarabilelim.” (İçişleri Nazırı Ali Kemal)
“Umumun arzusu İngiltere tarafından idare
edilmekliğimizdir.” (Hariciye Nazırı Mustafa
Şerif Paşa)
“Yunan ordusunun muzafferiyeti için dua
ediniz.” (Adliye Nazırı Ali
Rüştü)
“Kim milliyetçilerle birlikte Yunana karşı
giderse şeran kafirdir. Yunan ordusu halifenin ordusu sayılır.” (İskilipli Atıf Hoca-Teali İslam Cemiyeti
bildirisi)
“Medeniyeti
temsil eden İngiltere gibi bir devlete itiraz etmek küstahlıktır.” (Filozof Rıza Tevfik)
“Bizim
için tutulacak tek kurtuluş yolu İngiltere ile beraber yürümektir. Mustafa
Kemal’in muzaffer olduğunu görmektense, memleketin Yunanlılar tarafından
alınmasını tercih ederim.” (Yazar
Refik Halit Karay)
“Tek
çare galiplerle uyuşmak ve anlaşmaktır.” (Yazar Refi Cevat Ulunay)
..........................................................................................................
Mütareke döneminde/İstanbul’unda; işgale karşı mücadele eden vatanseverlerin karşısında işgalcilerin yanında; sadrazamlar, nazırlar, paşalar, yazarlar, hocalar vd. ihanet yarışlarında o kadar çokturlar ki işbirlikçiler say say bitmez!
Atatürk’ün, Nutuk adlı eserinin giriş
bölümlerinde yer alan seçkin ihaneti ve vatanseverlik değerlendirmeleri
anlamlıdır:
“Kurtuluş yolu ararken, İngiltere, Fransa ve
İtalya gibi devletleri gücendirmemek, temel ilke gibi görülmekteydi. Özellikle
seçkin denilen insanlar bile böyle düşünüyorlardı.
Birincisi: İngiltere’nin
koruyuculuğunu istemek.
İkincisi: Amerika’nın
güdümünü istemek.
Üçüncü karar, bölgesel kurtuluş
yolları ile ilgilidir.
Yabancı bir devletin koruyup kollayıcılığını
kabul etmek, insanlık vasıflarından yoksunluğu, güçsüzlük ve miskinliği
itiraftan başka bir şey değildir. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun
daha iyidir! O halde, ya istiklâl ya ölüm!”
İşte, gerçek vatanseverlerin / kurtuluş
isteyenlerin parolası bu olacaktır:
Ya Bağımsızlık Ya Ölüm!
Remzi KOÇÖZ