“Lozan Barış müzakereleri sırasında İngiltere, Fransa, İtalya gibi devletler mütareke dönemindeki işbirlikçilerinin cezalandırılmasını önlemek için genel af isteminde bulunmuşlar. Atatürk, kendi çıkarları için düşmanla işbirliği yapan dönemin işbirlikçilerini/etki ajanlarını dış baskıyla affetmek yerine onlara ilk ulusal andıçta yer vererek -önemli bir bölümü önceden yurtdışına kaçan- 150’sinin Türk vatandaşlığından çıkarılmasını sağlamıştır.“ (Necip HABLEMİTOĞLU)
150’LİKLER / ATATÜRK DÖNEMİ VE ULUSAL BELLEK
Lozan Antlaşmasının yürürlüğe girmesinden sonra bazı suçları kapsam dışında bırakan genel af yasası 26.12.l923'te TBMM'de kabul edilir. 1 Haziran 1924'de çıkartılan bir Hükümet Kararnamesi ile “Kurtuluş Savaşına karşı cephe alan/savaşan ya da Sevr Antlaşmasını kabul eden” -listede yeralan kişilerin sayılarının 150 olmasından ötürü bu şekilde anılan- 150’liklerden Türkiye sınırları içinde bulunanların yurtdışına çıkartılmaları öngörülür.
(150’likler: Padişah Vahideddin’in mahiyeti, Kuvayı İnzibatiye komutanları, Damat Ferit Paşa vd. İstanbul hükümeti üyeleri, Sevr Antlaşmasını imzalayan heyet, Çerkes Ethem ve adamları, mülki ve askeri erkan, polisler, gazeteciler ve diğer şahıslar. 150’likler; Atatürk'ün sağlığında, 28.06.1938'de çıkartılan yasa ile af edilerek yurda dönmeleri sağlanır.)
Atatürk döneminde güdük/kısır/teslimiyetçi politikalar yerine mütekabiliyet politikaları uygulamaya sokulur. “Etabli, Musul, Hatay, Boğazlar, Dış borçlar, Pozantı-Nusaybin Demiryolu hattının devletleştirilmesi, sefaretlerin Ankara’ya nakli, yabancı okullarda Tarih ve Türkçe derslerinin Türk öğretmenlerince Türkçe okutulması, Türkiye dışındaki Türklerin insan hakları” gibi pek çok sorunu İngiltere, Fransa, Yunanistan gibi devletlere istediğini yaptıracak, sorunların çözümünü dikte ettiği biçimde sonuçlandıracak misilleme politikalarını hayata geçirir. Sevr Antlaşması ile Osmanlı için gündem olan ve -Atatürk tarafından geciktirildiği ima edilen bu sürece ilişkin hususlar- günümüz Türkiye’sinde de (etki ajanları olarak adlandırılan gazeteci/yazar/politikacı/entelektüel kimlikli kişilerce) “Kıbrıs, kıta sahanlığı, Kürdistan, Pontus, Ermenistan toprak ve tazminat talepleri, Türk olmayan 47 ayrı etnik halka kendi dillerinde eğitim ve yayın hakkı vs.” şeklinde gündeme getirilip, Atatürk tarafından geciktirildiği ima edilen bu sürecin gecikmeli de olsa aynı taleplere koşulsuz uyum göstermekten başka bir çaremiz kalmamıştır şeklinde ifade edilmektedir. Günümüz etki ajanlarına ve emperyalizmin değirmenine su taşıyan bu gibi zihniyete vede kimliksiz/kişiliksiz kimselere karşı aydın/yurtsever/bilim adamı duyarlılığı ile mücadele ederken Cumhuriyet/Atatürk sevdalısı diğer yurtsever/aydınlar gibi katledilen Necip HABLEMİTOĞLU, gerekli cevabı, (kitap/söyleşi/oturum gibi) farklı mecralarda yüreklice vermiştir.
Remzi KOÇÖZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder