“TÜRKİYE'NİN ÖNSÖZÜ: ÇANAKKALE”
Türkler, I.Dünya Savaşı'nda 9 ayrı cephede mücadele verirken, Çanakkale’de 1915’de, Dünyanın en gelişmiş ve en güçlü ordularına karşı olmazı oldurup, tüm dünyayı şaşırtan ve önemli tarihsel etkileri olan bir zafer kazanırlar. Vatanı korumak/savunmak uğruna inancın, azmin ve iradenin, tekniği yengisini ispatlayan çok büyük bir destan yazarlar. İşte bu destan başlı başına gençlerin ulusal bilinç kazanmalarına yetecek niteliktedir. Bu sebeple 7’den 70’e her Türk yurttaşı, bu bölgeyi mutlaka gezmeli, görmeli, öğrenmeli ve tarihi yaşayarak yaşatmalıdır.
Çanakkale Savaşının / Zaferinin Tarihsel Etkileri
Müttefikler Çanakkale’yi hesaba katmayıp ellerini kollarını sallayarak boğazları geçeceklerine inanmışlarken hayal kırıklığı yaşarlar. Böylece, bu cephe dünya savaşının gidişatını değiştirecek sonuçlara neden olmuştur.
Dünya egemenliğine soyunan İngiltere'nin büyümesi durmuş, sömürgelerdeki gücü sarsılmıştır. İngiliz sömürgelerinde milliyet şuurunun öne çıkışını -Hindistan'daki ayaklanmaların ardından- ulusal devletlerin kuruluşu izler. Çanakkale zaferi, “güneş batmayan ülke” olarak adlandırılan İngiltere'de bir süre sonra güneşin batışını sağlar.
Çanakkale zaferi dünya siyasetindeki dengeleri, değişimleri tetikler. Rusya, Bolşevik Devrimi sonrası savaştan çekilirken, İngiltere ve Fransa savaşa daha çok güç katmak zorunda kalmışlardır. Boğazları geçip savaşın ömrünü kısaltmayı düşünenlerin planları ters tepmiş, savaşın iki yıl daha uzamasının ardından müttefiklerin kayıpları da artmıştır. Beklenen olmadığı gibi savaş, milyonlarca gencin yaşamını yitirmesine vede sakat kalmasına sebebiyet vermiştir.
Emperyalizm, I. Dünya Savaşı’nda ilk yarayı ve darbeyi Çanakkale’de almıştır. İki taraftan 1 milyona yakın insanın katılıp yarım milyona yakın insanın öldüğü, yaralandığı ve kaybolduğu bu savaşta Türkler (şehit, gazi, hastalıktan vefat, esir ve kayıplar olmak üzere 250 bin kadar) büyük kayıplar vermiştir.
Diğer cephelerde imparatorluğun ücra köşelerinin -devletten kopması kaçınılmaz görülen topraklarının- savunulması söz konusu iken; Çanakkale'de anavatanın savunulması esastı! Yani buradaki bir yenilgi, boğazların ve başkentin düşmesi, ülkenin yenilgiye uğraması hatta bütün ülkenin elden çıkması demekti. Bu moral, güç ve Mustafa Kemal’in üstün komutası sonucu Türkler, Çanakkale'de binlerce şehit verilmesine rağmen ülkelerini savunmada başarılı olmuşlardır.
Savaşan güçler arasındaki dengesizliğe, güçlü bir donanma tarafından desteklenen bir kara ordusuna ve ekonomik açıdan bariz fark olmasına rağmen zaferi, Türk askerinin kahramanlığı getirmiştir.
Çanakkale cephesi, ümmetten millete geçiş sancılarıyla yurtseverlik duygularının gelişmesine ve Türk Ordusu'nun zafere inanıp kazanmasına, ulusun moralinin yükselmesine ve Türk Ulusunun Kurtuluş Savaşı'ndaki mücadele gücünün yaratılmasına neden olmuştur. Bu mücadelenin önderliğini yapacak olan Mustafa Kemal’i Türk ulusuna kazandırmıştır.
Zaferin, Türk ulusu açısından sosyal ve ekonomik alanda da etkileri görülmüştür. Çanakkale Cephesi'ndeki insan kaybımız diğer cephelerdeki kayıplarımıza oranla çok daha fazla olmuştur. Türk ulusu binlerce aydınını, okumuşunu, genç ve dinamik nüfusunu yitirmiştir. İnsan gücü açısından yaratılan bu boşluk sadece I.Dünya Savaşı boyunca değil, milli mücadele sonuna kadar doldurulamamıştır. Öğretmen, Mülkiyeli, Tıbbiyeli ve Türk Ocaklarında yetişmiş (100 binden fazla) insan kaybedilmiştir. Bunun en önemli olumsuz sonucu ise Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasının ardından başlatılan devrimlerin halk tarafından benimsenip kurumsallaşmasını geciktirmiştir.
İngilizler bu savaşı “devler ülkesinde devler savaşı” olarak kayda geçerler. Onlar, savaşarak geçemedikleri boğazı Mondros Ateşkesi sonrası ellerini, kollarını sallayarak geçerler. Ardından savaş bölgesi Gelibolu yarımadasında -bir vicdan muhasebesiyle- birçok mezar ve anıt yaparlar. Bu süreçte bu toprakların asıl sahipleri -1919 Mayısından 1922 Eylülüne kadar uzanan Kurtuluş mücadelesi başlatarak- savaş meydanlarında, siperlerde, cephelerde toprağa düşen şehitlerin anısı üzerinde düşünemeyecek kadar zorlu bir varolma, yeniden doğuş mücadelesi içindedirler.
Çanakkale öylesine çetin bir cephedir ki; Türk ulusunun ruhunda ve zihninde silinmeyecek etkiler bırakmıştır. Onun için bu savaşlarda yaşananlar destanlara, şiirlere, türkülere, romanlara ve de filmlere konu olmuştur. Binlerce şehidin verildiği bu savaşlar Türk ulusunun yürekliliğini, cesaret ve kahramanlığını bütün dünyaya ispatlamıştır. Dünyanın bir ucundan gelerek bu topraklarda ölen insanları bağrına basmış, centilmenliğini bu günlere taşıyarak onların torunlarına da kucak açmıştır.
Özellikle günümüzde; toplum olarak Çanakkale savaşları ve sonuçlarını çok iyi analiz etmemiz vede değerlendirmemiz tarihsel bir gerekliliktir. Bu savaşın/zaferin sonuçlarını alt alta sıraladığımızda ulusal ve uluslararası etkiler bağlamında çok önemli şeyler ifade ettiğini görmüş oluruz. Sözün kısası; Şair Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın dediği gibi,“Çanakkale, Yeni Türkiye’nin Önsözüdür.”
Remzi KOÇÖZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder