AKP RÜZGARI
Adalet ve Kalkınma Partisi, Refah Partisinin
kapatılma süreci sonrası oluşturulan Saadet Partisinde genç jenerasyona
liderlik tanınmaması sonucu, yasaklı Erbakan’ın yerine -İstanbul Belediyesinde başkanlığa
%25'le gelip 4 yıllık başarı grafiği çizen- R.Tayyip Erdoğan’ın Milli Görüş
liderinden icazet almayarak, Belediye Başkanlığından cezaevine, oradan da
siyasi yasaklıya dönüşmesi ve mağduriyet sarmalı sonrası; Türkiye siyasi konjonktürünün
ekonomik buhranı yaşayarak, yolsuzlukların had safhaya çıkarak yoksulluğu,
işsizliği artırarak 20 milyonlara (7 milyondan) ulaşan alt direk 15 ay önce
kurulan partiyi mağdur edilgenliğiyle iktidar yapar.
Merkez
sağ ve solun %20’lerin altına düştüğü, merkez sağın yerine radikal sağ olarak
çıkış yapan AKP’yi %35’lere çıkararak iktidara taşımıştır. Kitleler
Türkiye’deki siyasi konjonktürü farklı bir iradeye dönüştürerek, mağdurlara,
radikal söylemlere yol vererek, tek başına iktidar sunmuştur. 2’li, 3’lü
koalisyonların demokratik olduğu ancak Türkiye’nin önünü açacak süratli
kararlar alarak, uygulamaya koyamadığı; bu nedenle Türkiye’nin önünü açması
için koalisyonlara ceza vererek (3 partiyi sandığa gömerek) tek başına AKP’yi
getiriyor. (Mevcut Uygulanan Ekonomik Programlara Toplumsal
Tepki!)
Şimdi
AKP’nin oluşturacağı kabine ve uygulayacağı program kaygıyla bekleniyor. Genel başkanlarının
yasaklı olduğu, genel başkanın tek başına seçim çalışmalarını sürüklediği,
Partinin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılma aşamasında, yeni genel başkan
ve başbakan adayının belirsizliği önümüzdeki gündemi oluşturacak.
AKP
kendi yapmış olduğu anketlerde zirve olarak %25-27’leri bulurken, siyasi
yasaklı olması, polemikler %33’lere tırmandırıyor. Parti %40’ları yakalayarak
366 ile Anayasayı değiştirme mesajını veriyor. AKP, DYP’nin girmesi durumunda
Bağımsızları da yanına alarak Anayasal değişikliği öne çıkaracak. Refah
Partisinin çizmiş olduğu radikal söylemleri ve uygulamaları (Cami/Türban vb.)
yeniden gündeme getirirlerse Ülkeyi yeniden gererek, kendi iplerini çekerler.
Yapacakları radikal çıkışlar yerine toplumun suyuna giderek, popülizm
uygulayarak, Amerika ve AB ülkeleri ile diyalog kurarak bir sonraki seçimleri
için yatırım yapmak en akılcısı...
Yeni
genel başkan ve Başbakan emanetçi çizgide olacağı için geçmişteki Y. Akbulut
örneği trendi düşürecektir. Verilen beyanatlarda seçim söylem ve
propagandalarının 2 Kasımda kaldığı, 4 Kasımda yeni bir Ak sayfa açılacağı,
Türkiye’nin Anayasal çizgide, devlet ciddiyeti ile yönetilerek, insanına değer
verilerek AB sürecine hız verileceği, taşkınlık ve kamu huzurunu bozucu
davranışlara pey verilmeyeceği Genel Başkan ve Parti Kurmaylarınca
seslendiriliyor.
Türkiye
yepyeni bir çizgiye kayıyor. Seçim sonuçları sonrası MHP Genel Başkanı Bahçeli siyasi
ahlak açısından istifasını açıklayarak erdemlilik örneği gösteriyor. Ecevit ise
beliren sonucun sürpriz olmadığını beyan ederek istifa ötesi siyasetten
ayrılarak son vereceği mesajı veriyor. ANAP’tan ses seda yok. Belki onlarda
istifa yolunu seçerek doğrusunu gerçekleştirirler.
Ekonomik
buhran sonrası iktidarda kalmak için direnen hükümet üyeleri süreyi uzattıkça,
yakaladıkları trendi barajın altına düşürerek, sandıktan kaçamadılar. Toplum
acısını kötü çıkarmış oldu. (Erzurum / 03.11.2002)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder