“Bırakın doğruları gelecek söylesin ve herkesi eserlerine ve başarılarına göre değerlendirsin. Bugün onların olsun; ama uğrunda çok uğraştığım gelecek, benimdir. İnsan imkansızı başarabilir sözü yetersizdir çünkü insan imkansızın da ötesine ulaşabilir.” Nikola TESLA
SATIN ALINAN BİLİM
19. yy’da Nikola Tesla (1856-1943) denilen bir adam çok büyük buluşlara imza atıyor. Yüzlerce buluş/patentleri ile Elektriğin/enerjinin tanrısı olarak isimlendiriliyor. Alternatif akım (AC) indüksiyon motor ve çok fazlı AC patentleri başlıcaları.. Yüksek voltajlı, yüksek frekanslı güç deneylerinde kablosuz aydınlatma ve dünya çapında kablosuz elektrik enerjisi dağıtımı konusundaki fikirlerini kıtalararası bir kablosuz iletişim ve güç ileticisi olan bitmemiş Wardenclyffe Kulesi projesinde pratik kullanıma sunmaya çalışır, ancak bunu tamamlamadan önce parasal desteğini kaybeder. Elektrik dalgalarını, radyo dalgaları gibi atmosfere ileterek tüm insanlık için bir merkezden üretilen, bedava elektrik sağlanması hedefi üzerine çalıştı durdu, ancak ABD elektrik/enerji piyasası patronları bu projesini kendileri için tehlikeli buldular, kendisine verilen desteklerin durmasını sağladılar.
Tesla bobini aracılığıyla kısıtlı imkanlarıyla şimşekten dahi güçlü arklar yaratmayı başarmıştı.
Kendi deyimiyle zihninde çakan şimşekler çoğu zaman rehberi olmuştur. Bunlardan ışık patlamaları olarak bahseder. Floresan, radar, MRI Tesla'nın teorileri kaynaklık edinilerek yaratılmış projelerdir.
21. yy’da da bu bilginin/mucidin mucizeleri çağımıza ışık tutmaktadır.
(1884’de ABD’ye göç eden Sırp kökenli mucit Cumhuriyetin ilk yıllarında 1928’lerde Atatürk’ün ısrarla Türkiye'ye gelmesini istediği bir bilim adamıdır.)
Müthiş bir beyin, zeka adeta yaradılış dehası! 100 yıl değil 1000 yılda bir yaradanın insanlığa bahşettiği bir dahi. (Tıpkı Atatürk’ün Türk milletine bahşedilmesi gibi!) Enerjiyi insanlığa karşılıksız vermeye/sunmaya çalışan bir insan. İnsanlığa kendini adayan bir bilgin.
Bu tür dehaları insanları insanlık tarihinde parmakla sayarsınız. Milyondan öte milyarda birdirler.
Günümüzde temiz enerji ve çevre dostu olarak adlandırılan rüzgar ve güneşten elde edilen enerjiler revaçta.
Yazları ağırlıklı olarak bulunduğum bölge Kazdağları'nın güneyine düşen Edremit körfezi ile Ayvalık arası. Senenin neredeyse 365 günü esen rüzgarı bol, adeta bir boğaz.
Türkler için geçmişte “Su akar Türk bakar” demişlerdi. Şimdide rüzgarı/güneşi bol ülkede enerji eski yöntemlerle doğaya zarar verilen kaynaklar elde ediliyor ve pahalı satılıyor. Tıpkı geçmişte demiryollarını (komünist bir proje adderek) arka plana atıp karayoluna ağırlık verilerek asfalt/benzin/oto ithali ile dışa bağımlılık, sonraki yıllarda raylı sistem/metronun gecikmesininde başat rol oynamıştır. (Ankara’da öğrencilik yıllarımızda metro için açılan çukurlar sonra gelen muhafazakar belediye tarafından kapatılmış/ötelenmiştir.)
Sonuç olarak emperyalizm kendi bahçesinde ülkesinde enerji kaynaklarını alternatif olarak depolayıp, ulaşımı ucuz/yaygın olarak sunarken, müstemleke olarak gördüğü geliş(e)memiş ülkelere -ortaçağ sarmalındaki kendi iç dinamiklerini kullanarak- bu kaynaklardan/gelişmelerden yararlanmalarını geciktirmeye çalışır. Eskimiş/atıl teknolojisini hibe olarak lütfeder. Atomun/nükleerin insanlığa karşı silaha dönüşmesi, İlaç tekellerinin sağlık sektöründeki acımasızlığı bambaşka bir ibretlik husus. Kendileri -dünyanın yaşanılmaz hale geldiğinde- uzayda yaşam alanları kurarak, bilimi insanlıktan öte güçlerin/güçlülerin çıkarları için kullanmayı yeğlerler. Lafı gelince özgür dünyanın temsilcileri olarak böbürlenirler. İşte gelinen nokta: ‘Satın Alınan Bilim’!
(Ankara / 21. 12. 2022)
Remzi KOÇÖZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder