28 Temmuz 2024 Pazar

BATIDAN DOĞUYA / DOĞUDAN BATIYA İZDÜŞÜMLER

“Unutmamalıyız: yaşantı, yaşayan insanın yaşama ögesi, yaşama biçimi, düpedüz yaşayışı; ama, yalnızca yaşayana bağlı değil, yaşayana yapışık değil yalnızca. Yaşayan, aslında, özyaşamından dışarı açılır yaşantısıyla. Yaşantı, kendini aşma olanağı sağlar insana. Yaşantıya öznel, kişisel doğruların dışına açılmak fırsatını bulur insan, içe kapanan kapılar değil, dışa açılan pencerelerdir yaşantılar.” (Prof. Nermi UYGUR /Düşünür- Felsefeci)

İÇİ DIŞIYLA BATI’NIN KÜLTÜR DÜNYASI

-Nermi Uygur İle Felsefe-

“Nesneler/olaylar/süreçler/kurallar/etkiler/ gelenekler/alışkanlıklar… Hemencecik göze görünmese de pekçok bağın, ilişkinin, biçimleyişin içinde yaşar yaz6gısını insan. Uygarlığın içindeyiz, sözcüğün akla gelen her anlamında içindeyiz.”

Birey, Akıl, Bu-dünya: işte Batıya ilişkin yaşantının özeti. Üçünün birden önemli bir rol oynadığı bir kültür dünyası, bir kültür evrenidir batı. 3 temel öge diye nitelememiz gerekiyor.

BİREY; kişilik/özgürlüktür. Kendine özgü değer/varlık dokusuyla, kendi öz damgasını vurduğu, Toplumsal yapılı düzenlemelerle ayakta tutup geliştirir kendini.

AKIL; yetidir/etkidir/çabadır/istemdir/ güçtür/başarı aracıdır/başarıdır. Batıyı Batı kılan akıldır. Batıca bir akıldır Batılılık. Batının düşünsel tarihi: akla özgü kökenlerin, gücün, kesimlerin, kuralların, içeriklerin, verim ve ürünlerin, tasarlanabilecek heryanıyla gözden geçirildiği dallıbudaklı bir araştırmalar birikimidir. Batının geçmişi, bugünü, aklın neliği/niceliği/niteliği doğrultusundaki görüşler, karşı-görüşler, tartışmalar, okullar, çığırlar, kavgalar, devrimler, dayanışmalar, sapmalar ve pekiştirmelerle dolup taşmakta.

Batı’da akılla özdeştir mantık; İnsana özgü program etkenliğiyle kuşatıcı bir düzenleme başarısı gerçekleştirmekte; insana özgü yaşama pratiğini gerçekleştirmekte; insanın varlığını gerçekleştirmekte.

Batılılık, dil ile aklın birlikte kurduğu bir kültür evrenidir: aklın akılla, aklı ve akıl verimliliğini artırma çabalarının tarihidir, birbakıma. Aklın üstün değerine içten inanan; akla güvenle sarılan; aklı, yanetkiler ne olursa olsun, üstün ve kuşatıcı bir yeti ve başarı olarak, hertürlü kuram ve yaşama alanında olabildiğince etkin kılan bir insan-kültür dünyasıdır.

BU-DÜNYA; hep bu-dünyada daha iyi yaşama, yaşayabilme isteği/güdüsü/ kaygısı. Batı uygarlığının en köklü ve etkin ögelerinden biri bu bağ.

Düş/düşünme/eylem/özlem/ değer odağı olarak bu-dünya, batılıya, batı kültürüne kendine özgü bir güç sağlamıştır, teknik verimleriyle içiçe örgütlenen yönetim düzeniyle. Kökleri derin mi derin bir zaman bilinci var batılının. Batıya damgasını vuran kurumlar/aygıtlar/örgütler bir bir bu zamanlı varoluşa tanık.

Bu-dünyadaki zamanlı bir yaşama sürecinden ayrılmazlığına inanan batılının gözünde apaçık bir temel gerçek var, o da: kaçınılmaz ölüm, bu-dünyadaki yaşamın sonu, -ergeç gelir çatar. Öyleyse yapılacak en gerekli şey: kişi ve toplumun, zamanı en iyi biçimde verimlendirmesini sağlamak.

Zaman bilinci batılıda 3 boyutuyla etkendir. Hem şimdi, hem geçmiş, hem de gelecek olarak kaygı kaynağıdır Batılı için. Herşeyden önce şimdiki zamanı düzenleme istenciyle davranır. Şimdinin dolu dolu biçimlenmesi, boşu boşuna akıp gitmemesi; bu-dünyayı en iyi yaşamaya yönelik olması; boş zamanların bile, kendine özgü bir ağırlıkla anlam ve önem taşıması, batı dünyasının ayrılmaz içyapısıdır. Batılının tarih bilinci bu bilinç en çok, batılının, dünyada iz bırakma isteği, dolayısıyla da bırakılan izleri sürme, öğrenip anlama istenci sık sık kendini açığa vurur batılıda.

------------------------------------

“Dinde reformlar/düzeltimler zor mu zor bir olay; sert tepkilerle, karşı koymalarla başarısızlığa uğrarlar çoğun. Çağdaş diye nitelenen din eğitimiyle de işleri kotarmak sözkonusu değil. Asıl yapılması gereken: akıllıca sezgi, saygı dolu anlayışla, temel haklarını/özgürlüklerini zedelemeden, insanı değiştirmeyi denemek. İnsanı, din karşısında da kendi yazgısını kendi eline almasını sağlayacak biçimde bilgi/görgü/eleştiri ve hoşgörüyle donatmak.” (Prof. Nermi UYGUR)

UYGARLIĞA KARŞI DURUŞ / ÖZE DÖNÜŞ…

Doğu/Asya, Dünyanın en eski kıtası olarak uygarlıklara beşiklik etmiş, yazıyı/matematiği/felsefeyi bulmuş, 4 büyük buluşu (kağıt/matbaa/pusula/barut) gerçekleştirmiş, semavi dinler orada doğmuş, sonrasında 500 yıl önce üstünlüğü Batı/Avrupa’ya kaptırmış; ‘Batı bilim ve teknolojik alandaki yeniliklerle dünyanın lokomotifi olmuş, Doğu uygarlıklarının/toplumlarının önüne geçmiştir.’

Geldik uzay/bilişim/iletişim/dijital yani küresel çağına. Kendince muhafazakarsın/gelenekçisin. Sözde Batı’ya karşısın, yaşam şeklini, insan ilişkilerini, kültürünü beğenmiyorsun. Sözgelimi, burjuva/sömürgeci/maddeci olarak niteliyorsun. Ancak teknik/teknolojik araçlar/gereçler vb. hangisi işine geliyorsa/yarıyorsa alıyorsun, kendinden birşeyler katmadan sonuna kadar kullanıyorsun. Doğal olan bu, uygarlık birnevi insanlığın ortak değerleri sayılır diyorsun. Ama sen kendinden bir şey katmadığın gibi -hem hamuduna kadar kullanıp- uygarlığın gelişimine, çağdaşlığın anahtarı olan akla/bilime kapılarını kapatıyorsun. Bir asalak minvalinde yaşamını sürdürüyorsun. O zaman ne/nasıl olmalı/ ne yapmalısın, doğru olan hangisi?

Batıya kapıyı tamamen kapatıp kendi yağınla kavrulacak, dünya nimetlerini bir kenara bırakıp, kendini cennete hazırlayacak inandığın gibi -neye/nasıl inanıyorsan inançlarınla başbaşa-, hatta insanlığın ilk haline dönüş yaparak kendine özgü bir tarihte yaşayacaksın/yaşamalısın!

Uygarlığa/gelişime/yeniliğe/yaratıcılığa/ modernleşmeye/teknolojiye ve izm’lerinize karşıyım onun için yarattığınız/ürettiğiniz teknolojinizi/makinelerinizi vb. şeyleri kullanmıyorum: uçaklarınıza/trenlerinize/otomobillerinize binmiyorum; bilgisayarınızı/telefonlarınızı/internetinizi kullanmıyorum; ilaçlarınızı/aşılarınızı/cihazlarınızı istemiyorum;

Sonuç olarak; canınız cehenneme, topyekün uygarlığınız/ teknolojiniz/ kültürünüz batsın, lanet olsun, hepsi sizin olsun diyebiliyormusun/diyebiliyormuyuz!

(24 Temmuz 2024)

Remzi KOÇÖZ


Hiç yorum yok:

Bu sitede yayınlanan her türlü ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, her tür fikri mülkiyet hakkı , tarafıma aittir.
Kaynak götermeden kullanılamaz